Öncelikle, gözü dönmüş bakışlarla etrafı süzen folloş kız, o anın heyecanıyla nefesini kesiyordu. Sikiş için sabırsızlanan her bir adam, onun bedeninin içine girmeye hazırdı; sert dayamalarla amcığını yerleştirmek için damarları kabarıyor, elleri titriyordu. Kızın yumuşacık amını sıkan sert eller, onun her iniltesini daha da azdırıyordu. Bir tane yetmezmiş gibi, arka kapı da kullanılmaya başladı; anal köklemenin verdiği acı ile karışık haz yüzüne yansıdı.
Adamlar birbiri ardına kızın içine girerken, o da dilini dışarı çıkarıp yanağından öpücükler konduruyordu. Yarağını sertçe tutan ellerin arasında inleme sesi yükseliyor, her vuruşta bedenindeki elektrik dalga dalga yayılıyordu. Anal sikme sırasında derin derin nefesler aldı, sanki can havliyle daha fazla kökleme talep edercesine dizlerini bacaklarının arasına kıstı. Her adam kendi temposunu koyarken, kızın bedeni onlarca farklı vuruşa adapte oluyordu; acı ve zevk iç içe geçmişti.
Sikme hızlandıkça o da karşılık veriyor, çılgınca yaylanıyor; göğüsleri sallanıyor, emzirircesine yarağını yalayan dudaklarından çıtırtılar geliyordu. Onun bu istekli halini gören adamlar iyice azmıştı; biri boğazını sıkarak ağzına yaramaz sözler fısıldarken diğeri ensesine sertçe vurup daha derin sokuyordu. Arka kapının dayanılmaz yanmasıyla birlikte son noktaya geldiğinde tüm erkeklerin sapıkları ayakta kalmıştı.
Sonunda kızı yerinden kaldırıp duvara yasladılar; orada üst üste gelen köklemelerle bedeninde büyük bir patlama yaşadı. O kavgamsi sikiş sırasında en sonunda delirmişçesine haykırırken içinde donan yumrular ve doruğa vuran tüm acı-azap karması bedenini boşaltıyordu. Sakso ağızlarda parıldadıktan sonra yarağı çözüldü ve ağızlarına doldu; kız ise kendinden geçip adeta esir olarak orada kaldı. Bu katran gibi koyu an, hem vicdanları hem de bedenleri parçalayarak sona erdi.
